Antrenmanlara Olan Eski Arzunu Kaybettiğinde?

Tıpkı birçok yeni alışkanlıkta olduğu gibi yüksek motivasyonla başladığımız fitness, zamanla gözümüze daha az çekici ve yapması zor hale gelebilir. Özellikle yeni başlayanlar bu alışkanlığı edinme sürecinde bahaneler, tembellikler üretebilir, ki bu çok doğal. Benim bu yazıda kıstas alacağım kişiler aslında yeni başlayanlar değil. Hatırı sayılır sürede spor yapan, belli seviyeye gelmiş, sınırlarını zorlayan ama artık antrenmanlara giderken ayakları geri giden kişiler.

Burada herhangi bir birikmiş yorgunluktan veya deload gerekliliğinden bahsetmiyorum. Daha ciddi ve uzun süredir var olan bir istek kaybından bahsediyorum. Başlamadan önce söylemeliyim ki bu durum neredeyse her atletin başına dönem dönem geliyor. Bunun yaşanmasının birçok nedeni olabilir. Birkaç örnek vermek gerekirse

  • - Bulunulan branşta çok ileri seviye olup gelişim görmekte zorlanma.
  • - Yapılan antrenmana artık eğlence değil bitmesi gereken ‘’iş’’ gözüyle bakılması.
  • - Çok uzun sürelerdir sert antrenman yapılmasından dolayı yaşanan mental yorgunluk (off-season yapmama).
  • - Spor salonunun dışında da sosyal medyada fitness içerikleri tüketme.
  • - Çok uzun süre ayrı olarak ısınma, esneme, mobilite çalışmaları yapma.
  • - Antrenman dışında sosyal hayatta da çok ‘’katı’’ keskin olma. (Örneğin uzun süreli çok katı bir diyet uygulamak)

gibi birçok örnek verilebilir. Antrenmanlara olan tutkusunu, isteğini kaybeden kişi öncelikle bunun olabileceğini kabullenmeli. Bu konuyla barışık olmalı. Keza bu tutku kaybı nedenleri her zaman spor salonu ile alakalı olmayabilir. Hayat bazen antrenmanlardan çok daha serttir ve hayatın bir ‘’deload’’ haftası yoktur. İşlerin kötü gidiyor olabilir, kız arkadaşınla aran bozuk olabilir ya da daha da kötüsü sevdiğin bir insanı kaybetmiş olabilirsin. Böyle durumları kabullenip ‘’evet şu an kötü bir dönemdeyim.’’ diyebilmek ve antrenmanları askıya almak gayet normal bir davranış hatta antrenmanları sadece önemsiyor olmak bile bir lütuf.

İstek kaybına neden olan şeyi ve şeyleri bildikten sonra yapılmasını en mantıklı bulduğum ilk adım, geri çekilmek. 2 hafta, 3 hafta, 6 hafta.. Ne kadar gerekiyorsa. Sonrasında geri dönüş planını yaparken şunları göz önünde bulundurabilirsin:

  • - Bulunulan branşta çok ileri seviye olup gelişim görmekte zorlanma.
  • - Yapılan antrenmana artık eğlence değil bitmesi gereken ‘’iş’’ gözüyle bakılması.
  • - Çok uzun sürelerdir sert antrenman yapılmasından dolayı yaşanan mental yorgunluk (off-season yapmama).
  • - Spor salonunun dışında da sosyal medyada fitness içerikleri tüketme.
  • - Çok uzun süre ayrı olarak ısınma, esneme, mobilite çalışmaları yapma.
  • - Antrenman dışında sosyal hayatta da çok ‘’katı’’ keskin olma. (Örneğin uzun süreli çok katı bir diyet uygulamak)

Hem bizim isteğimizi azaltan nedenler hem de bu isteksizliğimizi giderebileceğimiz tüyolar fazlasıyla örneklendirilebilir. Yeni başlayan, orta seviye veya ileri seviyedeki herhangi birinin başına bu durumun gelebileceğinin farkında olmakta fayda var ve bu sürecin çok doğal bir parçası. Bazen süreci dümdüz zorlamak yerine biraz geri çekilip bazı şeyleri gözden geçirmek ve gerekirse stratejik bir planla bir süre tecrübesiz olduğumuz alanlarda yüzmek bizim için daha iyi olabliir. Eminim ki yukarıda anlattıklarım bu süreçte tıpkı bana yardım ettiği gibi size de yardım edecektir. Biliyorum ve umuyorum ki sizin için uzun vadede hayat boyu antrenman yapıyor olmak kısa vadedeki tatminlerden daha önemli. E öyleyse neden gerektiğinde geri çekilmek sizi mutsuz etsin?

‘’ Tutku Olmadan, Enerjiniz Olmaz. Enerjiniz Olmadan İse Hiçbir Şeyiniz.’’